Kime Göre, Neye Göre Çok Çalışıyoruz
Hemen hemen hepimizin dertlerinden biri de 24 saatlik zaman diliminde yapmak istediklerimize zaman yetirememektir. Beslenme, uyku gibi temel gereksinimlerin yanında, eğitim ya da çalışma süresi, kişisel ihtiyaçlarımız için gereken zaman, sevdiklerimizle zaman geçirme isteği gibi detaylar zamansızlık sorununu ortaya çıkarır. Bu zamansızlık sorunu en çok da kendi isteklerimizden, hobilerimizden fedakarlık yapmakla sonuçlanır.
24 saatlik zaman diliminde günümüzün en büyük parçasını çalışma süremiz oluşturur. Öyle ki; çoğunlukla ailemizden, dostlarımızdan daha fazla çalışma arkadaşlarımızla zaman geçiririz. Çalışanlar olarak bize böyle gelsede; işverenler de yeterince çalışılmadığı, istedikleri sonuçları alamadıklarından dertlidir. Her iki tarafın bu konu üzerinde uzlaşamama olasılıkları düşünülmüş, çalışma süreleri yasa ile hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu, çalışma yaşamına ilişkin pek çok konuyu olduğu gibi, çalışma sürelerini de getirdiği düzenlemelerle açıklığa kavuşturmaktadır.
Bu doğrultuda, ülkemizde haftalık normal çalışma süresinin üst sınırı 45 saat olarak belirlenmiştir. Herhangi bir işçi haftada en çok 45 saat çalıştırılabilir. Bu sürenin altında çalışma süreleri de karşılıklı anlaşma yolu ile uygulanabilir. İş Kanunumuz günlük olarak sabit bir çalışma süresini zorlamaz, bu konuyu tarafların karşılıklı anlaşmalarına bırakır. Ancak; günlük çalışma sürelerinin belirlenmesi sırasında 11 saatlik üst sınırın aşılmaması gerekir.
Haftalık çalışma süresi, işyerinde çalışılan günler ve işin gerekleri dikkate alınarak haftanın günlerine eşit veya farklı sürelerde dağıtılabilir. İş Kanunu, haftalık 45 saatlik çalışma süresinin aksi kararlaştırılmadıkça haftanın günlerine eşit olarak dağıtılmasını düzenler.
Bu dağılım günlük 7,5 saatlik çalışma süresi, ve 6 günlük çalışma programı anlamına gelir. Bununla birlikte; pek çok işyeri haftada 5 gün çalışabilmekte, haftalık 45 saatlik çalışma süresini 5*9 biçiminde uygulayabilmektedir.
Sıklıkla karşılaşılan bir çalışma programı da, 5*8 saat ve Cumartesi günleri 5 saatlik çalışma esasına dayalıdır. Günlük 11 saatlik üst sınırın yanında gece çalışmaları için de 7,5 saatlik bir başka üst sınır da yasa ile hüküm altına alınmıştır. Genel olarak gece süresi; akşam 20:00 ile sabah 06:00 arasında geçen süredir. Yarısından fazlası gece süresine rastlayan çalışmalar gece çalışması sayılmaktadır. Turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde işçinin yazılı onayı alınarak 7,5 saatin üstünde gece çalışması da yapılabilir.
Çalışma süreleri konusunda dikkate almamız gereken noktalardan biri de, ara dinlenme sürelerinin çalışma süresinden sayılmıyor oluşudur. Yemek ya da çay molaları, ek dinlenme süreleri çalışma süresinin hesabında dikkate alınmaz.
Söz gelimi, günlük 1 saatlik yemek molası uygulanan bir işyerinde 08:00-18:00 saatlerinde işyerinde bulunan işçinin günlük çalışma süresi 9 saat olarak dikkate alınır. İşçinin iş yapmak üzere hazır bulunduğu, işverence kendisine iş verilemediği zamanlar, işçinin işyerinden bir başka yere işverence görevli olarak gönderildiği hallerde yolda geçen süreler, kadın işçilerin emzirme süreleri temel olarak çalışma süresinden sayılır.
Hepimizin sosyal yaşama ilişkin beklentileri, yapmak istedikleri farklılık içerir. Bütün bu istekleri bir arada gerçekleştirebilmenin yolunun çalışma süresinin işyerinde geçirilen zaman olarak değil de, verimlilik esası ile değerlendirilmesinden geçtiği söylenebilir. Yaşantımızın tüm alanlarında olduğu gibi çalışma yaşamımızda da verimli ve doğru zaman yönetimi ile daha kısa zamanda daha çok sonuç elde etmek mümkün.
Özetle, işyerinde kaç saat geçirdiğinizden daha çok, o sürede sonuç olarak ne elde ettiğiniz anlam taşır.